KELOĞLANVE EŞEĞİBurak Karçığa Ecrin Yiğit Hamza Önsoy Hiba Zibak Mehmet Altınkaya Mehmet Şenyurt Mohamad Abdi Muhammed Emin Yıldız Mustafa AbdiSudenur ÖnsoyZehra ÖzenAbdürrahim SükutGöksel YılmazYapay Zeka
Keloğlan ve yaşlı annesi, küçük evlerinde mutlu vehuzurlu bir hayat sürüyorlardı. Günlerden bir günkasabaya gitmek için eşekleri Karakaçan‘ın yanına, ahıragittiler. Eşeğe binip pazara gideceklerdi. Pazardan almalarıgereken birçok şey vardı. Eşeğe binip yola çıktılar. Amaeşek yaşlı olduğu için hemen yoruldu. Eşeği dinlendiripsulamak için dereye doğru yol aldılar. Yaşlı eşeği otlasındiye dere kenararına bırakıp etrafa göz atmak için birazuzaklaştılar. Çok gitmeden bir iyilikseverin insanlarfaydalansın diye ektiği bir elma ağacı gördüler. Ağacınüzerinde kıpkırmızı elmalar vardı. Keloğlan ağaca çıkıpelma toplamaya başladı. Topladığı elmaları annesininelindeki sepete attı. Annesi ve Keloğlan afiyetle elmalarınıyedikten sonra geri kalanlanını Karakaçan’a götürdüler.Sepetin içindeki elmaları gören eşeğin gözleri yaşardı vebirden sevinçten anırmaya başladı: Ai ai, ai. Karakaçanelmaları bir çırpıda yiyip bitirdikten kısa bir süre sonragücü ve kuvveti tekrar yerine geldi.
Zaman kaybetmeden eşyalarını toplayıp yola koyuldular. Fakat çokzaman kaybettikleri için güneş yavaş yavaş batmaya başlamıştı.Pazara vardıklarında iyice geç olmuş ve hava kararmıştı. Hemenalışverişlerini yaptılar. Hava tamamen karardığı için köye dönmeyecesaret edemediler. Bu arada, yavaş yavaş sepelemeye başlayanyağmur gittikçe hızını artırmış, adeta bardaktan boşanırcasınayağmaya başlamıştı. Keloğlan ve annesi ne yapacaklarını kara karadüşünürken birden karşılarına eski komşuları Zeynep Teyze çıktı. Oda pazara alışveriş yapmaya gelmiş, işlerini hallettikten sonra şansbu ya karşılaşmışlardı.
Zeynep Teyze onları evine davet etti. Eve vardıklarında eşeğiineklerin yanına, ahıra götürüp bağladılar. Sonra Zeynep Teyze’ninyaptığı sıcak mercimek çorbasını içtiler. Bu sırada sobanın üstündekestaneler pişiyordu. Yağmur hızını kesmeden hala çok sertyağıyordu. Birden büyük bir gök gürültüsü duyuldu ve çok parlak birışık odanın içini aydınlattı. Işığın parlaklığından adeta gözleri körolacaktı. Çok yakınlarındaki bir yere yıldırım düşmüş olmalıydı. Hepsibirlikte koşarak dışarı çıktılar. Yıldırım ahıra düşmüş ve ardından dayangın başlamıştı.
Zeynep Teyze, Keloğlan ve annesi telaş içinde ahıra doğrukoştular. Ancak, yangın hızla yayılıyordu. İçeri girebilmek içinyoğun dumanın arasından geçmeleri gerekiyordu. Keloğlan,annesi ve Zeynep Teyze bir an tereddüt ettiler, ancakbirbirlerine sıkı sıkı sarılarak ve cesaret vererek birliktedumanın içine girdiler.Ahırın içinde eşek, inekler ve diğer hayvanlar endişe içindekıvranıyordu. Keloğlan, annesi ve Zeynep teyze, hemen eşeğikurtarmak için harekete geçtiler. Zeynep Teyze, hayvanlarısakinleştirmek için güven verici bir ses tonuyla konuşurken,Keloğlan ve annesi eşeği serbest bırakmak için ellerindengeleni yaptılar.Bir süre sonra, eşek serbest kaldı ve hemen dışarı koştu.Ardından da inekler birbiri ardına dışarı çıktı. Hepsikurtulmuştu. Hiçbir canlıya zarar gelmemişt. Yangın daha dabüyüyerek ahırı sararken, komşular da ellerinde kovalarlayangını söndürmeye gelmişlerdi. Bu arada, yağmur bardaktan boşanırcasına yağmaya başladı vekısa sürede yangını söndürdü.
Zeynep Teyze, Keloğlan ve annesi birbirlerine sarılarak, yaşadıkları korkudolu anların ardından bir nebze rahatladılar. Zeynep Teyze, Keloğlan veannesini evinde misafir etti.Ertesi sabah, yağmur durmuş ve güneş tekrar doğmuştu. Keloğlan ileannesi eve dönmek için yola çıktılar. Yolda, yaşadıkları korku doluanlardan güç alarak birbirlerine sıkı sıkı sarıldılar. Evlerine vardıklarında,adeta sevinçten havalara uçtular. Bir gece önce yaşadıkları olayı ucuzatlatmışlardı. Hiç kimseye ve Karakaçan’a bir şey olmadığı için çokmutluydular. Sadece Keloğlan ve annesi mi? Hayır! Karakaçan da... Ofırtınalı, şimşekli geceden sonra ona da bir şeyler olmuştu. Adetagençliğindeki gücü ve çevikliği yerine gelmişti.
Bir gün Keloğlan, Karakaçan’ın etrafında toplanmış horoz vetavukları gördü. Karakaçan onlara bir şeyler anlatıyor, hepsi de onuhayretler içinde dinliyordu. Acaba Karakaçan, tavuklar ve horozlaraonları hayretler içinde bırakacak neler anlatıyordu?
Dieses Buch wurde von den Schülern des Türkischkurses der Sekundarschule Schopenhauerstraße 79 geschrieben. Es wurde unter aktiver Beteiligung derselben SchülerInnen unterVerwendung verschiedener Anwendungen künstlicher Intelligenz wie DeepL, Canva, ChatGPT, CoPilot Designer und traditioneller Werkzeuge als einfaches Geschichtenbuch erstellt.Wien, Mai 2024.Bu kitap Schopenhauerstraße 79 ortaokulundaki Türkçe dersi öğrencileri tarafından yazılmıştır. Aynı öğrencilerin aktif katılımıyla DeepL, Canva, ChatGPT, CoPilot Designer gibi çeşitliyapay zeka uygulamaları ve basit bir hikaye kitabı olarak geleneksel araçlar kullanılarak oluşturulmuştur. Viyana, Mai 2024.