Return to flip book view

durma dans et.indd

Page 1

Page 2

Page 3

3Herkes sırayla duygularını söylüyordu sınıfta. “Birazdan zilin sesini duyacağız arkadaşlar. Bütün bir sene yaşadığımız her şey için size teşekkür ederim.” dedi Deniz sıra kendisine gelince. “Evet arkadaşlar, ben de hepinize teşekkür ederim. Harika bir sene geçirdik. Umarım sağlıklı, bol eğlenceli bir tatil geçirirsiniz.” İrem öğretmen de sözlerini söyledikten sonra çantasını toparladı ve kapıya doğru yürüdü. Herkes ellerinde karneleri ile çıktı sınıftan. Üzülenler de vardı sevinenler de. Ama en güzeli üzülenlerin yanında hep bir arkadaşı vardı ona sarılan. Deniz ve Derya yan yana yürürlerken Deniz “Biz annemle yarın dans kursuna yazılmaya gideceğiz. O kadar heyecanlıyım ki bir sürü video izledim. İnsanlar nasıl bu kadar güzel dans edebiliyor Derya?” dedi. Derya “Ne kadar güzel bir karar vermişsin. Ben de bir şeyler yapmak istiyordum ama karar veremedim. Dans çok güzel fikirmiş. Bu arada haklısın, çok güzel dans ediyorlar. Umarım bir gün sen de herkese izletirsin kendini.” diye cevap verdi.

Page 4

4Deniz ve Derya, yan yana yürüyerek çıktılar okuldan. Evlerine gittiler. Yarın tatilin ilk günüydü ve çok iyi biliyorlardı ki tatiller çok hızlı geçip giderdi. İyi değerlendirmek gerekirdi. Akşam yorgunluktan ikisi de mışıl mışıl uydular. Uyandıklarında bekledikleri tatil gelmiş olacaktı. “İşte, tatilin ilk günü! Hava tam tatil havası. Ve en önemlisi bugün dans günü.” Deniz bir yandan da izlediği videolardan aklında kalan hareketleri tekrar edip dans ediyordu. O sırada annesi odaya girdi. “Ünlü baletimiz, temsili öncesinde ısınma hareketlerini yapıyor. Bu temsil hem kendisi hem de ülkesi için çok önemli. Mikrofonlarımızı dansçımız Deniz’e uzatıyoruz.” Annesi elinde mikrofon varmış gibi uzattı Deniz’e elini. “Öncelikle burada olduğum için çok heyecanlıyım. Hocalarıma, aileme ve en yakın arkadaşım Derya’ya çok teşekkür ederim. Bu yarışmada...” Deniz konuşmasını bir anda kesti. “Anne, Derya’nın ailesiyle konuşsan da o da yazılsa benimle kursa. Olur mu?” dedi. Annesi “Olur, konuşalım. Gelmek isterse birlikte gidersiniz.” diye cevapladı. Odada bu cevaba karşı tek duyulan ses Deniz’in sesi oldu: “YAŞASIIIIIIIN!” Derya

Page 5

5da annesinin dans kursu haberine büyük bir sevinçle karşılık verdi. Hemen hazırlandılar. Dans kursuna gitmek için evden çıktılar. Deniz ve Derya sanki uzun zamandır görüşmüyorlarmış gibi birbirlerini görünce sarıldılar. İkisinin de heyecanı belli oluyordu. “Belki de unutamayacağımız bir tatilin başlangıcı olacak.” dedi Derya. “Evet ve unutulmayacak tatilimizde de birlikte olduğumuz için çok mutluyum. İyi ki geldin.” diye karşılık verdi Deniz. Kursun kapısından girdiler. Duvarlarda dünyaca ünlü dansçılarımızın fotoğrafları vardı. Hafifçe çalan klasik müzik ikisini de sihirli bir dünyaya girmiş gibi etkiledi. Biri bir taraftaki resimlere bakıyor diğeri de cam çerçevelere konulmuş dans malzemelerini inceliyordu. “Süper bir kahramanın kıyafetleri gibi. Dans eden biriiiiii. Dans edemeyen herkesle dans eder veee işte, böylece de kendi etrafında döner ve durur.” Deniz adeta kendinden geçmişti bu hareketleri yaparken. Durduğu anda karşısında birini gördü. O sırada herkes yüzlerinde bir gülümseme ile o tarafa doğru bakıyordu. Karşısındaki kişi Deniz’e “Hoş geldin. Nedir senin sihirli dansın?” diye sordu. Deniz doğruldu. “Ben, şey... Aslında dans... Normal dans.

Page 6

6

Page 7

7Düz dans.” dedi. Bu cevabı herkesi güldürmüştü. “Merhaba, ben Barış. Dansçıyım. Burada da dans dersleri veriyorum.” diye tanıttı kendinin Barış öğretmen. “Ben de Deniz. Dansçı değilim ama olmak için buradayım. Bu da arkadaşım Derya. Ve annelerimiz... Barış öğretmenim, biz dansçı olmak için geldik. Sizce ne zaman oluruz. Bilirsiniz tatiller çok kısa sürüyor da.” Deniz’in söyledikleri herkesin gülümsemesine sebep oluyordu. Barış öğretmen “Memnun oldum Deniz ve Derya. Bugün buraya geldiğiniz için size teşekkür ederim. Ne zaman dansçı olunur bilmiyorum ama hayat boyunca dans size hep yeni şeyler öğretecek onu biliyorum. Gelin size burayı ve sınıfı tanıtayım.” dedi. Deniz, Derya ve Barış öğretmen dans okulunu gezmeye başladılar. Deniz ve Derya’nın istekli hâli annelerini de mutlu etmişti. Deniz ve Derya aynalarla çevrili bir odanın içine girdiler. İçeride hareketler yapan kişiler vardı. “Bakın arkadaşlar, bu arkadaşlarımız profesyonel dansçılarımız. Onlar da sizin yaşlarınızdan hatta bazıları daha da küçük yaşlardan beri dans ediyorlar. Ama her gün gelip burada antrenman

Page 8

8yapıyorlar.” Deniz ve Derya dansçıların yaptıkları hareketleri dikkatle izliyorlardı. “Sizin katılacağınız sınıfımız da hemen yan tarafta. Bazı arkadaşlarınız gelmişlerdir. Gelin sizi onlarla tanıştırayım. Onlar da geçen hafta başladı derslere.” diyerek yan odaya geçirdi Barış öğretmen Deniz ve Derya’yı. Sınıfta derse erken gelmiş öğrenciler vardı. “Arkadaşlar, sınıfımıza yeni katılan arkadaşlarınızla tanıştırayım sizi.” Barış öğretmen herkesle tanıştırdı Deniz ve Derya’yı. İkisi de sanki uzun zamandır bu sınıftaymış gibi kaynaştı arkadaşlarıyla. Sınıf yavaş yavaş dolmaya başladı. Her gelen, yeni arkadaşlarıyla tanışıyordu. Deniz ve Derya, annelerinin yanına gidip derse gireceklerinin haberini verdiler. Barış öğretmen, öğrencilerin hepsi gelince derse başladı. Birkaç hareket gösterdi herkese. Deniz ve Derya derse gireceklerini tahmin ettiklerinden kıyafetlerini giyip gelmişlerdi. Deniz ve Derya’nın ilk dersi olduğu için öğretmenleri daha kolay hareketleri gösteriyordu. Ancak Barış öğretmenin daha ilk harekette dikkatini çeken bir şey vardı. Deniz, ona gösterilen tüm hareketleri doğru yapıyordu. Hatta

Page 9

9

Page 10

10sanki uzun zamandır dans dersi alıyormuş gibiydi. Barış öğretmen, bu durumu fark edip biraz daha zor hareketleri göstermeye başladı. Deniz o hareketleri de yaptı. Barış öğretmen her seferinde daha çok şaşırıyordu. Derste herkesle tek tek ilgileniyordu Barış öğretmen. Bir yandan da sorular soruyordu. “Dansı bir meslek olarak yapmak isteyen var mı aranızda?” Deniz hiç düşünmeden elini kaldırdı. “Ben, öğretmenim! Ben meslek olarak da dansçı olmak istiyorum. Olimpiyatlara katılmak istiyorum. Ve mesleğimi yaparak da dünyayı gezmek istiyorum.” dedi. Barış öğretmen duydukları karşısında çok şaşırmıştı. Uzun zamandır öğrencilerine anlattığı şeylerin yine bir öğrencisi tarafından söylenmesi onu çok mutlu etmişti. Birkaç hareket daha gösterdikten sonra Barış öğretmen, dersin sonuna geldiklerini duyurdu. Herkes çok terlemiş ve yorulmuştu ama gitmek de istemiyorlardı. Bir yanda toparlananlar bir yanda su içenler vardı. Deniz ise bugün öğrendiği hareketleri aynanın karşısında tekrar ediyordu. Derya da ona yardım ediyordu. Barış öğretmen gülümseyerek yanlarına gitti. “Söyleyin bakalım hiç

Page 11

11profesyonel bir dansçı ile tanıştınız mı?” diye sordu. “Hayır öğretmenim.” ilk cevap Derya’dan geldi. “Ben tanıştım öğretmenim, sizsiniz.” Deniz de hemen ardından cevap verdi. Barış öğretmen, bu cevabı hiç beklemiyordu. Kahkaha atarak ayağa kalktı. “Herkese çok güzel bir gün diliyorum.” dedi. Deniz ve Derya sınıftaki arkadaşlarıyla vedalaşıp annelerinin yanına çıktılar. O kadar yorulmuşlardı ki derste yaptıklarını anlatırken nefes nefese kalmışlardı. Öğrendikleri birkaç hareketi annelerine gösterirken hareketin sonunda çak yapıp poz verdiler. Barış öğretmen de bu hareket karşısında onları alkışladı. “Hazır mısınız? Çok güzel bir ekip geliyor.” dedi. Deniz’in ve Derya’nın annesi bu duyduklarına çok mutlu oldular. Vedalaşıp kurstan çıktılar. Yol boyunca derste neler yaptıklarını konuştular.Deniz eve geldiğinde de anlatmaya devam etti. “Anne, senin tanıdığın dansçı var mı hiç?” diye sordu. Bu soruyu beklemiyordu annesi. Belki de daha önce hiç ilgilenmemişti dans ile. “Yok.” dedi. “Ama sen sorunca çok merak ettim. Birlikte araştıralım mı bugün kimler varmış?” diye devam etti annesi. “Harika. O zaman hazır mıyııız? Tabletimden bakabilir

Page 12

12miyiz?” diye heyecanla yerinden fırladı Deniz. Tabletini kullanabileceğinin iznini aldıktan sonra “Dünyaca ünlü dansçılar.” diye yazdı internete. Annesi de yanında çıkan yabancı isimleri okuyordu. Yalnız bu sonuçlar karşısında Deniz’in kafası çok karışmıştı. Baletler, balerinler, modern dansçılar diye okurken bile yorulmuştu. “Peki, ben ne dansçısı olacağım?” annesine baktı Deniz. “Bunu şimdi seçmek zorunda değilsin ama Barış öğretmenin seni en doğru şekilde yönlendirecektir.” diye cevap verdi annesi. Biraz daha baktı isimlere Deniz. Sonra da biraz daha dans videoları izlediler. Hatta dans ile ilgili birçok film bile bulmuşlardı. Onları izlemek için notlar aldılar. “Anne, kim bilir belki sen de dansçı olursun. Birlikte sahneye çıkarız.” dedi Deniz. İkisi de güldüler bu hayale. “Kim bilir, belki de bir gün...” dedi annesi. Uzun uzun dans ve gelecek hayallerinden konuştular. Saat epey geç olmuştu. Deniz uyumak için odasına gitti. Aklında sadece bir gün ışıkların altında dev gibi bir sahnede dans etmek vardı. “Umarım rüyamda sahnede olurum.” diye geçirdi içinden. Deniz, sabah kapı zilinin sesine uyandı. Yatağından kalktı. Okul için erken kalkınca tatil günlerinde miskinlik

Page 13

13yapmak çok güzel oluyordu. “Rüyam! Ben ne rüya gördüm dün gece? İnanamıyorum, hiçbir şey hatırlamıyorum.” diye söylenirken annesinin yanına doğru gitti. Annesi kapıda birisiyle konuşuyordu. Yanına gitti. Kapıda mahalleden arkadaşı Ali duruyordu. Ali, Deniz’i görünce heyecanlandı. Bir anda annesine söylediği her şeyi Deniz’e de anlatmaya başladı. “Deniz, haftaya arka mahalle ile basket maçımız var. Arka mahalledeki çocuklar maç yapmak istedi. Biz de bugün antrenman yapacağız. Gelsene.” dedi Ali. Deniz, izin alıp hazırlanıp yanlarına ineceğini söyledi. “Bu arada Ali, sana harika bir haberim var. Gelince anlatacağım.” diye de ekledi Deniz. Deniz kapıyı kapatır kapatmaz dün öğrendiği dans hareketleri ile mutfağa doğru gitti. Annesini öptü. Hemen gidip elini yüzünü yıkadı. Dişlerini fırçaladı. Üzerini giyindi. Odasından çıkarken annesine “Ali’ye dans kursundan bahsedeceğim. Belki o da gelir.” diye anlatıyordu. Kahvaltısını etti. Akşam annesi ile buldukları dans ile ilgili filmleri Derya ile de paylaşmak için not aldığı kâğıdı yanına aldı. Annesinden Alilerin yanına gitmek için izin aldı. Evin hemen karşısındaki parkta olan arkadaşlarının yanına gitti.

Page 14

14

Page 15

15Tam tahmin ettiği gibi Derya da oradaydı. Sanki dün görüşmemişler gibi özlemişlerdi birbirlerini. Ali, herkesin geldiğini görünce lafa girdi. “Arkadaşlar, haftaya maçımız var. Ve bu maç bizim için çok önemli. Geçen yaz aynı takım ile yaptığımız maçı kazanmıştık. Umarım bu sene de kazanırız.” Ali bunları anlatırken Deniz de Derya’ya bakıp dün öğrendikleri dans hareketlerini tekrar ediyordu. Derya da gülüyordu Deniz’in yaptığı hareketlere. Ali, Deniz’e dönüp “Ne yapıyorsun Deniz?” dedi. Deniz de büyük bir heyecanla anlatmaya başladı: “Aaa, pardon Ali! Biz dün Derya ile dans kursuna yazıldık. Yeni hareketler öğrendik. Sana da anlatacağım şey buydu. Belki sen de gelmek istersin diye düşündüm.” Ali, Deniz lafını bitirince elindeki topu yavaşça yere bıraktı. “Dans kursu mu? Derya’nın gitmesini anladım ama senin ne işin var dans kursunda? Hem haftaya basketbol kursuna yazılmayacak mıydık?” dedi. Deniz arkadaşının bu tepkisine anlam verememişti. “Neden Derya’nın gitmesini anladın ama benim dans kursuna gitmemi anlayamadın Ali?” dedi Ali’nin yanına yaklaşıp. Herkes gerilmişti. Kimse maçı düşünmüyor, tüm arkadaşları konuşulanları dinliyordu. İki yakın arkadaşın

Page 16

16bu hâllerini ilk defa görüyorlardı. “Dans kursu kızlar içindir. Onlar gider. Senin gitmene o yüzden şaşırdım. Hem ne yapacaksın ki dans edip? Her sayı attığında dans edersin o daha güzel.” Ali, bu sözleri söylediğinde Deniz şaşkınlıktan ne diyeceğini bilemiyordu. Derya hemen atıldı söze. “Bak Ali, bu söylediklerin çok yanlış. Arkadaşını üzüyorsun. Hem dansın cinsiyetle ne ilgisi var. Dünyada ne kadar çok erkek dansçı var, biliyor musun?” dedi. Ali, Derya’nın söyledikleri karşısında da fikrini hiç değiştirmeden devam etti. “Deryacığım, ben erkek dansçı hiç görmedim. Basketbol maçı için toplandık. Dans etmek isteyenleri tribüne alalım.” Deniz bir kere daha hayal kırıklığına uğramıştı. Hızlıca oradan uzaklaşarak eve gitti. Derya da arkadaşını yalnız bırakmayıp Deniz’in arkasından gitti.Deniz’in annesi kapıyı açtığında ağlayarak kapıda duran Deniz’i gördü. Çok korkmuştu. Hemen neler olduğunu sordu. Deniz hiçbir şey söylemeden içeri geçti. Annesi de arkasından gidecekken Derya’nın seslendiğini duydu. “Derya, ne oldu? Neden ağlıyor Deniz?” diye sordu Deniz’in annesi. Derya, olan biteni anlattı. Deniz hiç konuşmadan duruyordu. Derya,

Page 17

17arkadaşının canının sıkkın olmasına çok üzülmüştü. Ona sarıldı. “Konuşmak istersen hemen gelirim.” dedi Derya giderken. Deniz’in annesi, Derya’ya teşekkür etti. Kapıyı kapattı ve içeri geçtiler. Koltuğa oturdular. “Yaşadıklarını anlayabiliyorum. Çok üzgünsün ve kırıldın. Yakın arkadaşından böyle bir davranış beklemiyordun. Eminim ki Ali de yaptığı hatanın farkına varıp seninle konuşacaktır.” Annesi konuşmasına devam ederken Deniz kalkıp odasına doğru gitti. Uyuyana kadar odasından hiç çıkmadı. Ertesi gün dans dersi vardı. Çoktan uyanıp hazırlanması gereken saatte hâlâ yatağından çıkmamıştı Deniz. Annesi kapısını çalarak odasına girdi. “Günaydın Deniz. Haydi, kahvaltımızı edelim. Bugün dans dersin var. Acaba hangi hareketleri öğreneceksiniz?” Annesi Deniz’den gelen cevaba çok şaşırmıştı. “Ben dans dersine gitmek istemiyorum.” dedi Deniz annesine sırtını dönüp. “Tamam, sen nasıl istersen. Konuşmak istersen ben içerideyim.” Deniz, annesi çıktıktan sonra yataktan kalktı. Odasında dolaşmaya başladı. Arkadaşının böyle bir şeyi nasıl yaptığını düşünüyordu. Bir yandan da dans dersine gidemediği için çok kötü hissediyordu kendini.

Page 18

Belki de en çok olmak istediği şeyden uzaklaşacaktı. Bir daha dans etmeyi düşünmüyordu. Acaba Ali haklı mı? Dans etmek erkeklerin yapabileceği bir şey değil mi? O zaman Barış öğretmen de dans etmek istemezdi. Acaba o da arkadaşları tarafından böyle zor durumda bırakıldı mı? Deniz’in kafasında sürekli bu sorular vardı. Tüm bunları düşünürken Deniz camdan dışarı bakıyordu. Odasının kapısı çaldı. Annesi seslendi. “Deniz, içeri gelebilir miyim? Sana bir telefon var.” Deniz bir anda çok heyecanlanmıştı. Acaba Ali özür dilemek için mi aramıştı? Yoksa maçtan sonra hep birlikte dans dersine gidelim demek için mi aramıştı Ali? “Tabii anne, gelebilirsin.” Deniz içinde fırtınalar kopsa da çok belli etmek istemiyordu. Annesi elinde telefon ile içeri girdi. 18

Page 19

19“Barış öğretmen seni arıyor. Konuşmak ister misin?” annesinin bu sorusu onu çok mutlu etmişti. Hemen annesinin elinden aldı telefonu. Barış öğretmen kocaman gülümsemesiyle karşılamıştı Deniz’i. “Günaydın.” dedi. “Günaydın öğretmenim.” dedi Deniz. Barış öğretmen hemen söze girdi. “Denizciğim, nasılsın? bugün seni aramızda görmeyi çok isterdik. Sen sanırım dinlenmek istedin. Ne zaman gelmek istersen seni bekliyoruz.” dedi. “Teşekkür ederim öğretmenim. Ben galiba derslere devam edemeyeceğim.” diye cevap verdi Deniz. “Yine de fikrin değişirse geleceğin dansçısını yeniden aramızda görmeyi çok isteriz. Belki de yakında yapılacak olan yarışmada yer almak istersin. Sen kararını verince buraya gelmek istersen çok mutlu oluruz.” Barış öğretmenin verdiği bu cevap Deniz’i heyecanlandırmış olsa da kararı kesindi. Dansa devam etmeyecekti. Teşekkür ederek telefonu kapattı. Kulaklarında hâlâ Ali’nin söyledikleri vardı. Annesine telefonu verdi. Annesi tebessüm ederek “Sen yine de Barış öğretmeninin dediklerini bir düşün istersen. Eğer fikrin değişirse de gideriz yanına.” dedi. Annesi odadan çıktı.

Page 20

20Deniz odada yalnız kalınca bir süre sakince oturdu. Olanlar onu çok üzmüştü. Kısa bir süre sonra tabletinden klasik bir müzik açtı. Ders çalışırken dinlediği listeden bir şeyler dinlemek istemişti. Bir süre sonra müziğin ritmiyle dans etmeye başladı. Bu durum ona o kadar iyi gelmişti ki. Sanki şu an dünyada değil başka bir gezegendeydi. Tüm bunlar olurken annesi de salonda kitabını okuyordu. İçeriden gelen müzik seslerine alışık olduğu için yüzünde hafif bir gülümseme vardı. Biraz zaman geçtikten sonra annesi bir ses duydu. “Anne, biraz dolaşalım mı?” Deniz üzerini değiştirmiş salona gelmişti. “Tabii, hemen hazırlanayım ben de.” diye cevap verdi annesi. Hazırlanıp çıktılar. Evin önüne indiklerinde arkadaşlarına denk geldi Deniz. Yapılacak olan maç için antrenman yapıyorlardı. Ali, Deniz’i görüp yanına gelmek istedi. Bir anda durup topla oynamaya devam etti. Deniz de bu durumu görünce kafasını çevirdi. Hava çok güzeldi. Herkes dışarıdaydı. Deniz nereye baksa sanki herkes dans ediyor gibiydi. Köpeğiyle dışarıda dolaşanlar, el ele yürüyenler, spor yapanlar... Herkesin bir dansı vardı. Hiç konuşmadan yürüdüler

Page 21

21annesiyle. Nereye gittiklerine dikkat bile etmemişlerdi. Yürüdükleri sokak bir anda tanıdık geldi Deniz’e. “Anne, kursun sokağına geldik.” Heyecanla çıkıverdi ağzından Deniz’in bu cümle. “Evet, uğramak ister misin arkadaşlarının yanına?” dedi annesi. Deniz içeri bakarken derse ara veren Barış öğretmen, Deniz’e seslendi. “Deniz, haydi gel dans edelim.” Deniz, kendisine gülümseyen öğretmeninin yanına doğru yürüdü. “Merhaba öğretmenim. Biz yürüyüşe çıkmıştık. Bir anda burada bulduk kendimizi. Öyle değil mi, anne?” Annesi içeri girip oturmuştu. Barış öğretmen ve Deniz kapının önünde baş başa kalmışlardı. Deniz olan biteni anlatmaya başladı. Her şeyi tek tek ayrıntısına kadar anlattı. Bu durumun onu ne kadar üzdüğünden bahsetti. Barış öğretmen hiç kesmeden sonuna kadar dinledi. Ve konuşmaya başladı: “Deniz, yaşadıklarının nasıl bir şey olduğunu anladığımı sanıyorum. Senin yaşından biraz daha büyük yaşlarda benzer şeyleri gördüm arkadaşlarımdan. Hatta birlikte dans ettiğim arkadaşlarım da benzer şeyler yaşadılar. Ama birçoğumuz yaşadıklarımızı bir kenara bırakıp yapmak istediğimiz şeylere, hayallerimize odaklandık. Mesela

Page 22

22arkadaşlarımdan bir tanesi Devlet Opera ve Balesi’nde dansçı. Canberk Yıldız. O da senin gibi küçük yaştan beri dans ediyor. Ve yıllardır hayallerinin peşinden gidiyor. Yarın sizin tanışmanızı çok isterim. Bu arada unutmadan, haftaya bugün bir yarışma yapılacak. Dilersen hızlıca hazırlanıp şansımızı deneyebiliriz. Ne dersin?” Barış öğretmen sözünü bitirir bitirmez “Oluuur!” diye bağırdı Deniz. İkisinin de yüzü gülüyordu. Kursun kapısına geldiklerinde Derya da Deniz’in yanına koştu. Sarıldılar. Deniz’in yüzünün gülmesine Derya da çok mutlu olmuştu. Barış öğretmen, Derya’ya bakıp göz kırptı. Herkesin yüzü gülüyordu. “Eee haydi, o zaman derse herkes!” Barış öğretmenin sözüyle tüm öğrenciler sınıfa doğru yürüdüler. Deniz’in derse gelmesine arkadaşları çok mutlu olmuştu. Barış öğretmen yeni hareketler öğretiyordu. Tekrar gelemeyeceğini düşünmek Deniz’i çok üzmüştü. O yüzden öğrendiği hareketleri o kadar dikkatli yapıyordu ki neredeyse hiç hata yapmıyordu. Barış öğretmen yarışmayı düşünerek biraz zor hareketler gösteriyordu. Deniz tüm hareketleri şaşırılacak şekilde doğru yapıyordu. Yine dersin nasıl

Page 23

23geçtiğini anlamamışlardı. Yüzünde gülüş ve tatlı bir yorgunlukla ayrıldı herkes sınıftan. “Öğretmenim yarın arkadaşınızla tanışmak için çok heyecanlıyım. Kim bilir belki ben de bir gün balet olurum.” Deniz lafını bitirmeden cevap geldi. “Neden olmasın? Bence sen, ülkemizi de temsil edebilirsin?” Ancak ses daha önce duymadığı bir sesti. Deniz, arkasını döndü. Daha önce hiç karşılaşmadığı birisiydi cümleyi kuran. İyi dilekleri için teşekkür etti Deniz. “Merhaba, sanırım Deniz sensin. Ben Canberk.” Deniz, duydukları karşısında şoke olmuştu. Barış öğretmenin bahsettiği arkadaşı tam karşısında duruyordu. “Tanıştığıma çok memnun oldum Canberk Bey. Öğretmenim sizden bahsetti. Ben de dansçı olmak istiyorum. Ama az kalsın olamıyordum.” dedi Deniz. “Merhaba Deniz. Ben de çok memnun oldum sen ve arkadaşlarınla tanıştığım için. Siz derse girmeden önce Barış beni aradı yarışmadan ve yaşadığın sorundan kısaca bahsetti. Ben de sizinle tanışmak için yarın gelecektim ama hemen buraya gelmek istedim. İzin verirsen senin yaşlarında dansçı olmak istiyorum

Page 24

24

Page 25

25dediğimde yaşadıklarımı anlatmak istiyorum. Benim çocukluğumda bu gibi kurslar yoktu. O yüzden evde çalışmak zorundaydım. Sürekli müzik dinleyip kendi başıma dans ediyordum. Hatta eve gelen misafirlere de dans gösterileri yapıyordum. Dansın bir meslek olmadığını söyleyenler vardı etrafımda. Erkeklerin dans edemeyeceğini söyleyenler bile vardı. Bir gün dans dersi alabileceğim bir yer bulduk. Ailem beni çok destekliyordu. Dans öğretmenim bana ne biliyorsa öğretiyordu. Ben de çok kısa sürede öğrenmeye çalışıyordum her şeyi. Katılmak istediğimiz bir yarışma vardı ve biz her gün çalışıyorduk. Bir gün öğretmenim derse elinde bir kutu ile geldi. Beni yanına çağırdı. Al bakalım bu senin dedi ve kutuyu bana verdi. Çok heyecanlanmıştım. Hemen açtım kutuyu. İçinden dans ayakkabısı çıktı. O kadar mutlu olmuştum ki anlatamam. İlk dans ayakkabılarımdı. Hâlâ odamda dururlar. Yarışmaya girdik ve kazandık o yarışmayı. Sonra hayatım boyunca çok sınava girdim. Sahneye çıktım. O günkü heyecanımı asla unutamam. Uzatmayayım, Barış beni arayıp senden bahsedince de hemen koşup geldim. Ve kabul edersen de sana bir hediye ile geldim.”

Page 26

26

Page 27

27Canberk sözünü bitirip elindeki kutuyu Deniz’e uzattı. Deniz şaşkınlıktan ne diyeceğini bilemedi. Annesi ile göz göze geldiler. Annesi kabul edebileceğini anlatırcasına başını salladı. Deniz kutuyu açtı. İçinden dans ayakkabısı çıktı. “İnanamıyorum. Çok teşekkür ederim. Çok naziksiniz. Umarım bir gün birlikte de dans edebiliriz.” Deniz konuşurken bir yandan da ayakkabılarını giymeye çalışıyordu. Annesi, Derya, sınıftakiler Canberk’e teşekkür ettiler. Deniz hemen öğrendiği birkaç figürü yeni ayakkabılarıyla denemeye başladı. Bir an önce yarışmanın gününün gelmesini istiyor gibiydi. Canberk yarışmaya katılacağının sözünü vererek oradan ayrıldı. Deniz, Derya ve annesi evlerinin yolunu tutmuşlardı. Deniz ve Derya bugün öğrendikleri hareketleri tekrarlarken mahalleye gelmişlerdi bile. Arkadaşları hâlâ basketbol oynuyorlardı. Deniz, arkadaşlarının yanına doğru yürüdü. Herkes ne yapacağını merakla bekliyordu. “Arkadaşlar haftaya sizinle olmayı çok isterdim. Ancak aynı gün dans yarışmam olacak. Size güveniyorum ve sizi çok seviyorum. Umarım her şey istediğiniz gibi gider.” Deniz’in bu sözlerinden sonra Ali dışında

Page 28

28

Page 29

29tüm arkadaşları ona sarıldı. Birbirlerini alkışlayıp vedalaştılar.O günden sonra Deniz ve Derya her gün kursa gittiler. Derslerinin olmadığı günde bile çalışıyorlardı. Deniz bazı hareketleri yaparken zorlansa da pes etmeyerek tekrar etti. Bu süreçte Derya, onun en iyi destekçisi oluyordu. Barış öğretmen de tekrar ederken neşesini hiç kaybetmiyordu. Bu da Deniz’in daha kolay öğrenmesine sebep oluyordu. Bir keresinde Deniz, ayağı kayıp düşmüştü. Bu duruma o kadar çok güldüler ki dersi zor bitirmişlerdi. Yarışma günü gelmişti. Deniz heyecandan uyuyamadı. Sabah olduğunda hemen kıyafetlerini giydi. Saatler öncesinde hazırdı. Hafif bir kahvaltı yaptılar ve annesi ile evden çıktılar. Önce Derya ile buluşup kursa gittiler. Barış öğretmen ile antrenman yaptılar. Yarışmanın yapılacağı salona doğru yola çıktılar. Salonun önü çok kalabalıktı. Deniz, bu kalabalığı görünce daha da heyecanlandı. Yarışmacıların gireceği kapıya geldiklerinde içeriye sadece öğretmeni ve Deniz girecekti. Derya, arkadaşına sarıldı. “Seni

Page 30

çok seviyorum. Burada alacağın sonuç ne olursa olsun sen çok iyi bir dansçı olacaksın.” dedi. Deniz çok duygulanmıştı arkadaşının bu sözleri karşısında. Annesine de sarıldı. İçeri girdiler. Herkes tek tek çıkıp dans ediyordu, jüriler de puanlıyordu. Sıra Deniz’e geldiğinde salondan bir ses duydu Deniz. Birçok kişi Deniz’in adını bağırıyordu. Deniz tribünlere doğru baktığında gördükleri karşısında şaşkınlığını gizleyemedi. 30

Page 31

Mahalleden arkadaşları toplanmış ona destek olmak için gelmişlerdi. Ali de en önde Deniz’i alkışlıyordu. Maçtan önce tüm takım, Ali’nin yaptığının yanlış olduğunu bir kez daha söylemişti. Ali de arkadaşını üzdüğünün farkındaydı. Yarışmaya tüm takım olarak gelmek de Ali’nin fikriydi. Arkadaşını sahnede görmek onu çok heyecanlandırmıştı. 31

Page 32

Deniz onlara gülümsedi ve günlerce çalıştığı hareketlerini yapmaya başladı. Hareketlerini bitirdiğinde tüm salon onu alkışlıyordu. Jüri tüm dansları izlemişti. Sıra kazananı açıklamaya gelmişti. Önce üçüncü olanı açıkladılar. Sonra ikinci olanı... Ve sıra kazanana gelmişti. Yarışmanın kazananı Deniz olmuştu. Tüm salon Deniz’i alkışlıyordu bir kez daha. Deniz yine şaşkınlıktan ne yapacağını bilemedi. Hemen Barış öğretmeninin yanına koştu, ona sarıldı. Diğer dansçıları tebrik etti. Ona gösterilen yere geçip sonradan odasının duvarına asacağı o fotoğrafın pozunu verdi. Fotoğrafın altına Canberk’ten imza da almıştı. Bir de not yazmıştı Canberk: “Durma, dans et!”32

Page 33

33

Page 34

Page 35

35Alper BaytekinMerhaba, ben Alper Baytekin. 1988 yılında Bursa’da doğdum. Amatör olarak başladığım oyunculuk serüvenim Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih, Coğrafya Fakültesinin Tiyatro Bölümü Oyunculuk Anasanat Dalında aldığım oyunculuk eğitimiyle devam etti. Çeşitli tiyatro oyunları, televizyon dizileri ve filmlerde oyunculuk yaptım. Yazdığım birçok tiyatro oyunu oldu. Oyunculuğun yanında çocuklara olan sevgim ve çocuk edebiyatına duyduğum ilgiden dolayı çocuk hikâyeleri de yazmaya başladım. Böylece sevgiyle ve ilgiyle hem oyunlar hem de hikâyeler yazmaya devam ediyorum.Canberk YıldızMerhaba, ben Canberk Yıldız. 1986 yılında Düzce’de doğdum. Eğitim sürecimi Düzce, Almanya’nın Karlsruhe şehri ve İstanbul’da tamamladım. Çocukluğumdan itibaren Kafkas halk dansları topluluklarında dansa başladım. Lise dönemimde Ridade Kafkas Halk Dansları topluluğuna dansçı olarak girdim. Eğitimimden sonraki dönemde profesyonel dans gruplarından Hürrem Sultan Macro Dans Factory’ye kabul edildim. İki sene boyunca hem Anadolu Ateşi hem Magic You Ney gruplarında profesyonel hayatımı sürdürme kararı aldım. 2006 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı Modern Dans bölümünü kazandım. Okul hayatım boyunca Garaj İstanbul bünyesinde proje bazlı dansçı olarak yurt içi ve yurt dışında birçok performans sergiledim. Aynı zamanda Lab Dance ile projeler üretmeye devam ettim. 2011 yılında İstanbul Devlet Opera ve Balesi Modern Dans proje topluluğunu Beyhan Murphy ile kuran dansçılarından oldum. Bütün projelerinde hem dansçı hem koreograf hem de sanatsal yönetimde görevler aldım. Aktif olarak aynı toplulukta dans hayatına devam etmekte ve idari işlerde görev almaktayım. Dansçılık ve koreograf üretmenin getirisi olarak operalarda ve Türkiye’de üretilen çoğu özel müzikallerde çalışma fırsatım oldu. Birçok film, müzik ve tiyatro projeleri dahil olmak üzere hareket düzenlemesi olan her alanda çalışmalarım devam etmektedir.

Page 36

36Yazan: Alper BAYTEKİNResimleyen: Saadet Burcu KARACALARGenel Yayın Yönetmeni: Ayça SARAÇLAR AKYÜZProje Danışmanları: Dr. İlknur HACISOFTAOĞLU, Prof. Dr. Itır ERHARTİçerik Danışmanı: Uzman Psikolog Dr. Özge ALKANATEditör: Kübra ÖZEL PUSATGrafik Uygulama: Macenta Yayıncılık Tasarım Ekibi© MACENTA YAYINCILIK 2023www.macenta.com.trISBN: 978-605-2025-77-2Bu eserin bütün hakları saklıdır. Yayınevinden yazılı izin alınmadan kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz, hiçbir şekilde kopya edilemez, çoğaltılamaz ve yayımlanamaz.